10 Temmuz 2015 Cuma

Yaşadığın yerde turist gibi olmak ( 3. bölüm )

Aaaa! ben nihayet gelebildim. ;)

Hemen belirteyim bu resimler yine Alanya Kalesi içinde yer alan Sandık Emini Kayhanlar ailesine ait tadilat görmüş ve ziyarete ücretsiz açılmış evine ait. Yalnız ben bir hata yapmış olduğumu bir kaç gün önce resimleri bu post için yüklerken farkettim; Evin dışarıdan görünüşüne dair tek bir kare resim çekmemişim çoook özür diliyorum şimdiden. Hem o günün yorgunluğu hem sıcak hem de yeni ziyaretçi akınının kalabalığına denk gelince apar topar çıkmak zorunda kaldım. Bu sebeple herkesten ciddi anlamda özür dilerim. Bu evin dış görünüşünü gerçekten görmenizi isterdim.

Bu güzel evin girişinde ayağınıza elbette galoş geçirebilirsiniz ancak biz ayakkabılarımızı çıkartmayı tercih ettik! Çünkü evin atmosferi bizi birden içine çekiverdi diyebilirim. Ben seviyorum zaten çocukluğumdan beri böle eski taş evleri...

İçeride ki görevli çok samimi bir beyefendi. Sağolsun bize eşlik ettiği zamanlarda çok keyifli zaman geçirdik. İçeriye girişte sahanlık (eski evlerin giriş bölümlerinde yer alan merdiven başlarında ki düz alan olarak nitenlendirildiğini biliyorum) bölümünde Alanya'nın o dönem ki en lüks ulaşım aracı olan ve hala bazı yerli ailelerde ama nostalji için ama koleksiyon için yada orta bütçeli ailelerin özellikle yüksek yaylalarda kullandığı Alanyalıca da GARA CAVA olarak adlandırılan bordo rengi Java motorsiklet yer alıyor. El dokuması has yün heybe de yine dönemi yansıtmakta.





Bu oda evin içerisinde dipte yer alan ve benim en beğendiğim oda soldaki resim ise beni benden alan köşe dolap. Tek tep kapak ve çekmecelerini açıp bakmak beni inanılmaz mutlu etti. Perdeleri beyaz iş diye adlandırıldığını bildiğim nostaljik detaylar ile işli. Sağdaki resimde yüklük yada dönemimizde gardrop olarak adlandırabileceğimiz bir dolap ancak üst kısmı balkon gibi bırakılmış sanırım yer döşekleri, yorganları koyabilmek için işe yarıyormuş.


Alttaki resim evin üst katında ki salona ait (merdiven başı da denilirmiş) Bu bölüm evin üst katlardaki odalarına ve balkonuna açılıyor. İçerisinde Ocaklık (hem ısınmak hem de yemek pişirmek için bulunan günümüz şöminesi yer almakta)



Sağ tarafta bulunan aydınlık olan güney cepheli odamız içerisinde babannemin evinde de büyük anneannemin evinde de yer alan dolap içlerindeki banyonun resmi soldaki içinde bakır güğüm (su kapları) olan resimdir. Aynı dolabın devamı yani soldaki bölümü ise yine yüklük olarak kullanılmaktaymış.

Üst katta ki salona ait odaları gösteren bir başka kare.




Yine aynı odanın içerisinde de ocaklık mevcut duvar içerisine dömme dolapları derin pencere önleri ve dantel detaylı perdeleri ile o dönem için oldukça varlıklı ailelerin evlerine ait detaylar mevcut.



Evin yine başka odalarına ait perde ve kısmen görünen manzara detayları...



Alttaki iki resim balkona ait resimler. Evin balkonunda dahi yazın günlük ihtiyaç dahilinde kullanmak üzere böyle bir mutfakımsı detay düşünülüp yapılmış... iki kat ev her dakika in çık in çık tabi kim uğraşacak. Bence çok mantıklı düşünülmüş!





Ana mutfak bölümü evin giriş katında olan sahanlığın devamında yer alıyor. Yine duvar rafları ve gömme dolaplar / raflar dikkat çekici... Yoğunlukla kanaviçe işli örtüler kullanılmış. Elektrikli ocak, ve semaver ise çalışanlar ve ziyaretçiler için servis amaçlı konulmuş ;)))


Giriş katta bir oda ve yine bir oda büyüklüğünde bir alan vardı. Buralarda yine ipek böceği kozasından yapılan ürünler ve camekan / vitrin gibi (adını bir türlü koyamadım gitti) bölümler vardı ancak ben resimleri koymak istemedim. Bu sebeple kusura bakmamanızı umut ediyorum.

Şimdiiii, gelelim postumuzun o döneme ait en can alıcı bilgisine!!! :)

Bu görmüş olduğunuz son resim hakkında bir fikriniz var mı bilemem ama benim oldukça dikkatimi çekti. Dönemin Alanya' sını düşünürsek buradaki ailelerin halen bile dışarıdan çok fazla kız almadığını (gelin olarak) göz önünde bulundurusak ve ailelerin de birbirlerini nüfus nedeniyle iyi tanıdığını hesapladığımda gerçeklik payı nedir emin olamasam da (pff çok uzun cümle oldu yaa) ; Bana şehir efsanesi olarak görünen ama bayıldığım bu 3 şişenin anlamını açıklıyorum. 

Arkadaşlar, bu 3 şişeden dik olan evde evlenecek çağa gelen bekar kız var anlamı taşıyor.

Tahmin edeceğiniz gibi ikinci şişe evde evli olan kızımız var anlamı taşımakta. Sanıyorum ki bekar kız evlenince kırılıyordur bu şişe...

Son olarak yatık şişemiz ise evde kocası ölmüş yada boşanmış bir hanım olduğunu ifade ediyormuş. Aslında bu kadar deşifreye ne gerek var bilmiyorum ama sanırım bizim bir çok şehrimizde de bu ve benzer gelenek yada ananelerimiz mevcut.

Ben gezerken de, resim çekerken de, geç paylaşıyor olsam da hatta hatta yazarken de çok iyi vakit geçirdim. Umarım sizler de okurken keyif almışsınızdır.

Bu gezimle bağlantılı olan diğer postlarım için;

Yaşadığın yerde turist gibi olmak (tıklayın)
Yaşadığın yerde turist gibi olmak ( 2. bölüm ) (tıklayın) 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Evet yazımı okudunuz. Bu konuda sizinde fikrinizi merak ediyorum:)